Bunun aksini gösteren ölçümler saçma sonuçlara ve tehlikeli politika reçetelerine yol açar

Financial Times’ın ABD ekonomisinin bu yılın üçüncü çeyreğinde yıllık %5,2’lik kayda değer büyüme oranına ilişkin haberini görmüş olabilirsiniz. Size Kasım ayında neler olduğuna dair bir öngörüde bulunmama izin verin.Hızlı büyüme ya da yumuşak iniş söylemlerini bir kenara bırakın, ABD ekonomisi sadece o ay yıllık bazda yaklaşık %30 oranında küçüldü.Bu o kadar büyük bir rakam ki, Başkan Joe Biden kızarmış olmalı ve muhtemelen Amerikan rüyasının sonu anlamına geliyor.

Merak etmeyin. Aklımı kaybetmedim. Yukarıdaki hesaplama doğru ama adil değil. ABD’nin Kasım ayındaki ekonomik performansını aldım – pek bir şey yapmadığı varsayılıyor – ve piyasa döviz kurlarını kullanarak ABD GSYH’sini dönüştürdükten sonra bunu avro veya renminbi cinsinden hesapladım. Daha sonra sonucu yıllıklandırdım. Sonucu belirleyen şey, ay boyunca ABD dolarının değerinde yaşanan yaklaşık yüzde 3’lük düşüş oldu.

Bunun ekonomileri karşılaştırmak için saçma bir yol olduğunu düşünmekte haklısınız, ancak daha iyi bilmesi gereken insanlar arasında son derece moda. Örneğin İngiltere Merkez Bankası eski Başkanı Mark Carney, Brexit referandumundan önce Birleşik Krallık ekonomisinin Alman ekonomisinin %90’ı büyüklüğünde olduğunu ancak 2022’nin sonlarına doğru bu oranın %70’e gerilediğini söyledi. Bu değişim sterlindeki göreceli düşüşten kaynaklandı.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin 2008 yılında AB’nin ABD’den daha büyük bir ekonomiye sahip olduğu ve şimdi ABD’nin üçte bir oranında büyüdüğü yönünde Avrupa’da yaydığı endişeyi hatırlıyor musunuz? Bu sadece ABD dolarının düşük bir seviyeden yükselişi anlamına geliyordu.

Figure 1 : US ile Cin GSYH karsilastirmasi

Figure 2 : US ile Cin Satinalma Gucu Karsilastirmasi

Figure 3 : US ve Cin elektrik uretimi karsilastirmasi

Liste uzayıp gidiyor. Bu saçma piyasa döviz kuru karşılaştırmaları üzerine birçok haber kuruluşu Japonya’nın bu yıl dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olma konumunu Almanya’ya kaptıracağını bildirdi. Görünüşe göre ABD hala dünyanın en büyük ekonomisi ve Çin’in ekonomisi onu yakalayamıyor.

Uluslararası karşılaştırmalar için temel bir gereklilik, yerel veriler ile uluslararası verilerin benzer sonuçlar vermesidir. Bu nedenle ekonomi mesleği, paranın satın alabileceği mal ve hizmetlere dayalı (kusurlu) karşılaştırmalar yapılmasına olanak tanıyan satın alma gücü paritesi döviz kurlarını icat etmiştir. Bu, ekonomik büyüklük ve hatta askeri güç için önemlidir. Çin’in Halk Kurtuluş Ordusu’nu renminbi kullanarak finanse ettiğini unutmayın. ABD’den kaynak sağlamıyor.

En son IMF verilerine göre Çin’in GSYH’si, Donald Trump’ın “Amerika’yı yeniden büyük yaptığı” dönemde ABD’nin GSYH’sini aşmıştır. Şu anda yüzde 22 daha büyük. Rakamlar, destekleyici kanıtlara baktığınızda anlam kazanıyor. Örneğin Çin’in elektrik üretimi 2010 yılında ABD’nin elektrik üretimini geçmiştir. Çin ekonomisinin ABD’ye kıyasla hiçbir ilerleme kaydetmediği varsayılan 2016-22 döneminde, Çin’in elektrik üretimi yüzde 45 artarken, Amerika’da genel olarak sabit kaldı.

Küresel ekonomik güçteki değişimi kabul etmemek hem ABD’yi hem de Çin’i rahatlatıyor. En büyük ekonomik köpek statüsünü 19. yüzyılın sonlarında kaybeden ama hala bazı büyüklük düşleri olan Birleşik Krallık’tan gelen biri olarak, Amerikan inkarcılığını anlayabiliyorum. Çin için de, eğer hala küçük ülke statüsünü koruyabiliyorsa, iklim değişikliği, borçların hafifletilmesi ve diğer küresel mallarla ilgili sorumluluklardan kaçınmak daha kolaylaşıyor. Avrupa’da ise ekonomik reform isteyenlerin geri kalmışlık hissini vurgulamaları daha uygundur çünkü bu değişimin daha acil görünmesini sağlayabilir.

Ancak nihayetinde kötü karşılaştırmalar kötü kararları besler. AB ekonomisinin piyasa döviz kurları üzerinden bir kez daha dünyanın en büyüğü haline gelmesi kolay olacaktır. Avrupa Merkez Bankası’nın yapması gereken tek şey, faiz oranlarını Euro’yu yeterli eşiğe yükseltecek kadar arttırmaktır. Bu, Avrupa’nın geçici olarak kendini daha iyi hissetmesini sağlayabilir, ta ki tüm durgunlukların anasını yaşadığını fark edene kadar.